ARICILIĞIN
ÜLKEMİZDEKİ PROBLEMLERİ:
Ülkemizde arıcılık
maalesef uygulanan devlet politikalarıyla değil, bu işe gönül vermiş
insanların fedakar gayretleriyle bu noktaya gelmiştir. Arıcılığa başlamak
isteyenler ilk adımı attıkları andan itibaren bu problemleri de yaşamaya
başlarlar.
Arıcılık yapmak
isteyenlerin karşılaşacağı problemleri genel olarak şöyle
sıralayabiliriz:
1) Türkçe kaynak
problemi: Maalesef bu konuda yazılmış 5-6 kitap ve birkaç broşürden
fazlasını aramak hüsran olacaktır. Bu kitapların çoğu da 20-30 sene evvel
yazılmış kitapların tekrar basımlarıdır.
2) Danışacak kurum
problemi: Arıcılığa karar veren bir kişinin hemen her problemini
danışıp sağlıklı cevap alabileceği kurumlar maalesef belli merkezlerin
dışında kısıtlıdır. Alacağı cevaplar da kendi sorusuna özel cevaplar
olmaktan çok, genel problemler için üretilmiş cevaplardır. O yüzden arıcı
için en önemli bilgi kaynağı bu işi yapan ve kendisinden daha tecrübeli
başka bir arıcıdır.
3)Standart
Problemi: Ülkemizde bir çok konuda olduğu gibi arıcılık konusunda da
standartlar konmamıştır, ya da konulmuş olan standartlara riayet
edilmemektedir. Örneğin, ülkemizde en çok kullanılan Langsroth tipi
kovanın dünyadaki standart ölçüleri bellidir. Ama nedense ülkemizde her
firmanın ürettiği kovan birbirine uymaz. Hatta aynı firmadan değişik
yıllarda alınan kovanlar da bile uyum problemleri yaşanır. Eğer bu konuda
hassasiyet göstermezseniz 3-5 yıl içinde arılığınızda birbiriyle uyumsuz
değişik tipte kovanlara sahip olursunuz. Kimisinin çerçevesi oturmaz,
kimisinin ballığı birbirine uymaz.
4) Pazarlama
Problemi: Son yıllarda denetimsizce yurtdışından ülkemize giren ucuz
ballar yüzünden, hilesiz bal üreten arıcılar ballarını hakkıyla
pazarlayamamaktadırlar. Aradaki fiyat farkından dolayı tüketici haklı
olarak ucuz olan balları tercih etmektedir. Bu da işini layıkıyla yapan
arıcı açısından haksız rekabete yol açmaktadır.
Bal ve balmumu genelde
iç piyasada tüketildiği için sonuçta bir şekilde pazarlanabilmektedir. Ama
diğer arı ürünleri konusunda problemler yaşanmaktadır. Son dönemlerde çok
değerli olduğu söylenen ama ne hikmetse tüketiciden ucuza alınan polen,
arı sütü gibi ürünlerden de para kazanılmaya başlanmıştır. Ama her
arıcılık kitabında çok değerli olduğu yazılan prepolisi kendi değerinde
satabilecek bir yer halihazırda yoktur.
5) Hastalıklarla
mücadele problemi: Arı hastalıklarıyla mücadele yöntemleri tam olarak
bilinemediği için zaman zaman yanlış uygulamalar yapılmaktadır. Özellikle
arı hastalıklarının teşhisi tam olarak konulamadığı durumlarda bilinçsiz
ilaç kullanımı gündeme gelmektedir. Yanlış zamanda ve yanlış şekilde
uygulandığı için ülkemizde üretilen ballarda bazen ilaç kalıntılarına
rastlanmaktadır. Özellikle yurtdışına ihraç edilen ballarda bu tür
kalıntılara rastlandığı için ballarımızın geri gönderildiği haberleri
zaman zaman medyada çıkmaktadır.
|