BUZAĞILARIN BAKIM VE BESLENMESİ
Buzağıların hayatta kalmaları ve sağlıklı bir şekilde
gelişmeleri onlara uygulanan bakım ve besleme yöntemleri ile
yakından ilişkilidir. Hatalı bakım ve besleme uygulamaları
buzağıların ileri yaşlardaki performanslarını oldukça
etkilemektedir. Örneğin hatalı bakım ve besleme yapılan bir
erkek buzağı ileriki yaşlarda besiye alındığında kesim
olgunluğuna gelme zamanı doğru bakılıp beslenen buzağılara göre
birkaç ay uzayabilmektedir. Yine hatalı beslenen bir dişi buzağı
inek olduğu dönemde daha az süt verebilmektedir. Bilindiği gibi
bir sığırın buzağılık dönemi 0 ila 6 aylık yaşlar arasındaki
dönemdir. Bu yaşlar arasındaki buzağılara 0 - 2 aylık dönem ve 2
- 6 aylık dönem şeklinde iki aşamalı bir bakım ve beslenme
programı uygulanmalıdır.
İki Aylığa Kadar Olan Buzağıların Beslenmesi:
Yeni doğmuş bir buzağıya yapılacak bakım ve besleme uygulamaları
için iki hedef vardır. Bunlar, buzağının hayatta kalmasını
sağlamak ve bir an önce rumen gelişiminin sağlanmasıdır.
Buzağının hayatta kalmasının sağlanması: Yeni doğan bir
buzağının hayatta kalmasını sağlamada en önemli husus doğumdan
sonra buzağı bakımı ile ilgili gerekli tedbirleri almak,
sağlıklı ve kaliteli bir kolostrumu bir an önce kendisine
sunmaktır. Kolostrum yeni doğan bir buzağıya verilecek ilk ve en
önemli gıdadır. İçerdiği bağışıklık maddeleri buzağının sağlığı
ve yaşama gücü üzerine çok etkilidir. Buzağılar enfeksiyöz
hastalıklara karşı çok az ya da hiç bağışık olmayan bir biçimde
doğarlar. Böylece buzağılar ancak kolostrumu içerek pek çok
enfeksiyöz hastalığa karşı direnç sağlarlar. Kolostrum
buzağıları özellikle solunum sistemi hastalıklarına ve ishale
karşı korur.
Yapılan çalışmalarda kaliteli ve yeterli miktarda kolostrum alan
buzağıların ilk 3 aylık yaşam döneminde hayatta kalma oranı % 95
iken, yetersiz ya da hiç kolostrum içmeyenlerde bu oran % 30
olarak bulunmuştur.
Kolostrum doğumdan hemen önce ya da kısa bir süre sonra ana
hayvanın meme bezlerinden salgılanır. Gerçek kolostrum sadece
ilk sağımdan elde edilir. Daha sonraki sağımlardan elde edilen
kolostrum ilk sağımdan elde edilene göre besin maddeleri ve
bağışıklık maddelerince daha fakirdir. Gerçek kolostrum tam
yağlı sütün 2 katı kuru madde, 3 katı mineral ve 5 katı protein
içerir. Kolostrum enerji ve vitaminlerce de zengindir. Yüksek
miktarlarda A, D ve E vitaminlerini içermesi sonucu, yeni doğmuş
buzağılar bu vitaminlerce düşük rezervlere sahip olduğundan
dolayı özellikle önemlidir.
Kolostrumun kalitesi görünüşü ile belirlenir. Bağışıklık
maddelerini yüksek miktarda içeren iyi kaliteli bir kolostrum
yoğun ve krema kıvamındadır. Sulu görünüşlü ve açık renkli
kolostrum yeni doğmuş bir buzağının ilk gıdası olmamalıdır.
Çünkü böyle bir kolostrum kuru madde, protein, yağ ve en
önemlisi bağışıklık maddelerince fakir demektir. Kolostrum ne
kadar yoğun, koyu renkli ve krema kıvamında olursa o kadar
kalitelidir.
Yeni doğmuş bir buzağının hastalıklara direnci kolostrumun
kalitesi ve veriliş zamanlaması ile yakından ilişkilidir.
Kolostrumun veriliş zamanlaması, buzağılar hastalıklara karşı
yok denecek kadar bağışık biçimde dünyaya geldiğinden dolayı çok
önemlidir. Buzağılar tarafından içilen kolostrumdaki bağışıklık
maddeleri bağırsaklardan emilerek kana karışırlar. Böylece
buzağıyı hastalık ve enfeksiyonlara karşı korumaya başlarlar.
Emilen bağışıklık maddesi miktarı doğrudan kolostrumun veriliş
zamanı ile etkilenir. Bağırsakların bağışıklık maddelerini emme
yeterliliği zaman ilerledikçe hızlı bir biçimde düşer. Doğumu
izleyen ilk 24 saatin sonunda doğumun ilk saatlerine göre
buzağının bağırsaklarından bağışıklık maddesi emilim oranı % 90
oranında azalır. Kolostrum mümkün olabilen en erken zamanda ya
da en geç 2 saat içersinde mutlaka verilmelidir. Ayrıca
kolostrumun verilişi geciktiği zaman bağırsaklarda üreyen
hastalık yapıcı mikroorganizmalar kolostrumun yerine emilerek
buzağıları hastalandırabilirler.
Doğumdan sonra buzağıların kolostrum içip içmedikleri ya da
içirilip içirilmediği kontrol edilmelidir. Bazı zayıf ve güçsüz
doğan buzağılar kısa sürede ayağa kalkamazlar ya da kendi
kendine annelerinin memelerinden kolostrumu emerek alamazlar.
Bazen anne hayvan buzağısını emzirmek istemez. Böyle durumlarda
buzağının kolostrumu içmesini sağlamak üzere ana hayvan
sağılarak alınan kolostrum bir biberon vasıtasıyla buzağıya
içirilmelidir.
Kolostrumun veriliş miktarı ve şekli:
Yetiştiriciler ya da bakıcılar buzağıların doğduktan hemen sonra
kolostrum aldıklarından emin olmalıdırlar. Araştırmalar
buzağıların doğduktan sonra % 25’inin 8 saat boyunca
ilgilenilmeksizin yalnız kaldıklarını, % 10-25’inin de yeterli
kolostrumu alamadıklarını göstermiştir. Buzağıların yaşamlarının
ilk birkaç saati içersinde 2-2,5 litre civarında kolostrum
almaları gerekmektedir. Toplam günlük tüketim ise 4-6 litre
civarında olmalıdır. Bir başka ifade ile günlük kolostrum
tüketimi buzağının canlı ağırlığının en az %10’u kadar
olmalıdır.
Yeni doğmuş buzağılarım kolostrum ile beslenmelerinde dikkat
edilecek noktalar şu şekilde özetlenebilir;
-
Ana hayvanın meme bölgesi temiz olmalıdır.
-
İlk birkaç saat içersinde 2-2,5 litre kolostrum
verilmelidir.
-
İlk gün mutlaka 4-6 litre civarında kolostrum verilmelidir.
-
Buzağıya kolostrum doğduktan 15 ila 30 dakika içersinde
verilmeye başlanmalıdır.
-
Kolostrum 3 öğünde verilmelidir.
Normal süt (Tam yağlı süt):
Buzağılar doğduktan sonra 4 gün kadar kolostrum ile beslenmeli
ve takiben normal süte geçilmelidir. Verilecek günlük normal süt
miktarı buzağı canlı ağırlığın %10’u kadar olmalıdır. Aşırı süt
içirilmesi ile sütün miktar ve kalitesindeki ani değişmeler
sindirim bozukluklarına ve ishale yol açabilir. Ayrıca aşırı süt
içirilmesi buzağıların buzağı başlangıç yemi gibi kuru yemlere
olan ilgisini azaltarak sütten kesilme zamanını da uzatır. Diğer
taraftan buzağılara normal olarak günlük verilmesi gerekenin çok
altında süt içirilmesi gelişme geriliklerine sebep olur.
Süt ikame yemleri (Buzağı mamaları):
Süt ikame yemleri ya da yetiştirici dilindeki adıyla buzağı
mamaları ağırlıklı olarak süt ve süt ürünlerinin özel
işlemlerden geçirilerek kurutulmasıyla elde edilen yemlerdir.
Buzağı mamalarının elde edilmesinde süt ve süt ürünlerinin yanı
sıra çeşitli bitkisel kaynaklardan da yararlanılmaktadır. Buzağı
mamalarının fazla sayıda buzağıya sahip işletmelerde ya da
fiyatının normal süte göre daha ucuz olduğu durumlarda
kullanılması tavsiye edilmektedir. Normal süt içen buzağılara
göre buzağı maması içirilen buzağılar daha düşük bir canlı
ağırlık artışı sağlasalar da bu fark sütten kesimden sonraki
günlerde kapanır. Buzağı mamaları buzağılara 2. haftanın
başından sütten kesime kadar normal sütün yerine içirilebilir.
Buzağı mamaları mutlaka vücut sıcaklığında içirilmeli ve
kalitesinden emin olunmalıdır, Soğuk içirilen ya da kalitesiz
buzağı mamaları ishale, gelişme geriliklerine yol açabilir.
Rumen gelişiminin sağlanması:
Sağlıklı bir gelişme ve süratli canlı ağırlık artışı
sağlanabilmesi bakımından rumenin bir an önce geliştirilmesi
gerekmektedir. Buzağılar 4 adet mideye sahip olmalarına rağmen
yaşamlarının ilk haftalarında tek mideli özelliği gösterirler.
Bu midelerden aktif olanı abomazumdur. Yeni doğmuş buzağılarda
rumen, retikulum ve omazum gelişmemiş durumdadır. Buzağı
büyüdükçe ve çeşitli yemleri yemeye başladıkça mide kısımları
gelişmeye ve değişmeye başlar.
Yeni doğmuş buzağılarda dört mide içerisinde rumen % 25’lik bir
hacme sahip iken, tam gelişme olarak kabul edilen zamanda bu
oran % 80’e çıkmaktadır. Rumen sığırların tüketmiş oldukları
yemin önemli bir kısmının sindirildiği, ihtiyacı olduğu
enerjinin % 70’inin sağlandığı yerdir. Ayrıca saman, kuru ot,
çayır otu, yonca kuru otu, mısır silajı gibi bir çok kaba yemin
büyük ölçüde sindirildiği yegane organdır. Bu nedenle ilerleyen
dönemlerde sağlıklı bir gelişme ve süratli canlı ağırlık artışı
sağlanabilmesi bakımından rumenin bir an önce geliştirilmesi
gerekmektedir.
Rumende gelişim papilla gelişimi ve kassal gelişme şeklinde iki
türlü olmaktadır. Buzağılarda rumen gelişimi ne kadar süreyle
süt verildiğine ve tüketilen süt miktarına, buzağı başlangıç
yemi gibi kuru yemlerin verilmeye başlandığı zamana ve tüketilen
kuru yem miktarına bağlıdır. Genç buzağılarda süt gibi sıvı
maddeler rumene uğramadan doğrudan abomazuma geçerler. Bu
nedenle sütün rumen gelişimi üzerine bir katkısı yoktur. Ancak
sütün gereğinden fazla ya da uzun süreli olarak buzağılara
verilmesi tokluk hissi yaratarak rumen gelişimi üzerine son
derece etkili olan, aralarında buzağı başlangıç yeminin de
bulunduğu kuru yemlere olan ilgiyi azaltır. Böylece daha az kuru
yem tüketen buzağıda rumen gelişimi yavaşlar ve gecikir.
Rumende papilla gelişimi ve buzağı başlangıç yeminin önemi:
Yeni doğmuş buzağılarda rumen gelişiminde öncelik papilla
gelişmesine verilmelidir. Papillaların görevi rumen içerisinde
mikroorganizmalar vasıtasıyla sindirilen yem maddelerini emerek
kana vermektir. Böylece rumeninde papillaları gelişen buzağı
daha fazla sindirilmiş besin maddesini kana verir.
Rumende bulunan papillaların en süratli gelişmeyi enerji ve
besin maddelerince zengin buzağı başlangıç yemlerinin
verilmesiyle sağladıkları ortaya konulmuştur. Rumen papillaları
iyi gelişmiş bir buzağı tüketmiş olduğu kuru yemlerden maksimum
düzeyde yararlanır. Bu nedenle buzağılara 4 günlük olduktan
sonra tam yağlı süt ve buzağı başlangıç yemi verilmesine
başlanmalıdır.
Yeni doğmuş buzağılarda 0-2 aylık yaşlar arasında kullanılması
önerilen buzağı başlangıç yemleri yeterli düzeylerde yüksek
kaliteli protein, enerji, vitamin ve mineraller içerecek şekilde
hazırlanmalıdır.
Buzağı başlangıç yemleri buzağılara 4 günlük yaştan başlanılarak
dilediği kadar yiyebileceği biçimde önlerine 2 ay süreyle
konulmalıdır. Buzağı başlangıç yemi verilmeye başlandığı ilk
günlerde buzağı tarafından tüketilmeyebilir. Tüketimi teşvik
edebilmek için buzağı alışana kadar günde birkaç defa bir avuç
dolusu buzağı başlangıç yeminin buzağının ağzına elle konulması
yararlı olacaktır. Buzağı başlangıç yemlerinin kesinlikle pelet
formda olması tercih edilmelidir. Ticari yem firmalarınca
üretilen buzağı başlangıç yemlerinin yanı sıra işletmede bulunan
mısır, arpa ve buğday gibi tahıllar da buzağı başlangıç yemleri
ile karıştırılarak buzağılara verilebilir. Ancak verilecek
tahılların hiçbir şekilde çok ince öğütülmeyip kabaca kırılması
gerekmektedir. Toz yemler ve çok ince öğütülmüş yemler buzağılar
tarafından isteksiz ve az miktarlarda tüketilir, burun
deliklerine ve akciğerlerine kaçarak öksürmelerine neden olur.
Maalesef ülkemizin birçok yöresinde buzağı başlangıç yeminin
önemi henüz anlaşılamamıştır. Bazı yetiştiriciler ısrarla süt
emme dönemindeki buzağılarına protein ve enerji bakımından daha
fakir olan besi ya da buzağı büyütme yemlerini vermektedirler.
Bu tip uygulamalar buzağılardan istenen gelişmenin tam olarak
alınamamasına neden olur. Buzağılar iki aylık yaşa ulaştıktan
sora büyütme yemlerine geçiş yapılması tavsiye edilmektedir.
Buzağı büyütme yemleri başlangıç yemine göre ham protein ve
enerjice daha düşük olmakla birlikte, buzağıların rumenleri
gelişip yemleri daha etkili bir şekilde sindirebilme yeteneğine
sahip olduklarından dolayı 2 ila 6 aylik yaşlar arasında
rahatlıkla kullanılabilir. Süt çok kaliteli bir gıda olmasına
karşın rumen gelişimi üzerine bir etkide bulunmamaktadır. Çünkü
buzağılar tarafından içilen süt rumene uğramadan doğrudan
abomasuma gönderilmektedir. Bu nedenle buzağılara gereğinden
fazla süt içirip onun kuru yemlere olan ilgisini azaltmak ya da
buzağı başlangıç yeminin önüne geç konulması rumen gelişimini
aksatır. Bu nedenle süt, buzağılara tüketim miktarını
ayarlayabilmek için bir biberon ya da emzikli kovalar içersinde
ve mutlaka gerektiği kadar içirilmelidir.
Rumende kassal gelişme ve kaba yemin önemi:
Rumende bir miktar papilla gelişmesi sağlandıktan sonra sıra
rumen kaslarının geliştirilmesine ve güçlendirilmesine gelir.
Kaba yemler fiziksel yapılarından dolayı buzağılarda rumen
kaslarının gelişmesi üzerine etkili yem maddeleridir. Bu amaçla
kullanılabilecek en iyi kaba yem yonca kuru otudur. Bununla
birlikte çeşitli çayır otlar, buğdaygil ya da baklagil kuru
otları da kullanılabilmektedir. Buzağılara kaba yemin ne zaman
ve nasıl verileceği ile ilgili çeşitli yöntem ya da uygulamaları
sahada görebilmek mümkündür. Buna göre bazı yetiştiriciler
doğduktan iki üç gün sonradan itibaren buzağıların önlerine
serbest bir biçimde kaba yem koyarken, diğer bazıları buzağılar
sütten kesilene kadar kaba yem vermemektedirler. Her iki
uygulama da kendi içerisinde avantaj ve dezavantajları
taşımaktadır. Kaba yemlerin serbest bir biçimde buzağı doğduktan
birkaç gün sonra verilmeye başlanması aynı anda verilmeye
başlanan buzağı başlangıç yemlerinin gereğinden az tüketilmesine
neden olabilir. Böyle olunca da rumen gelişimi bu durumdan
olumsuz etkilenecektir. Çünkü zamanından önce buzağılara kaba
yem verildiğinde buzağı, buzağı başlangıç yemlerine göre oldukça
hacimli olan bu tip yemleri belli miktarlarda tüketmesi ile
düşük bir fiziksel kapasiteye sahip rumen çok kısa sürede
dolacaktır. Bu durum ise papilla gelişimine çok katkısı olan
buzağı başlangıç yemlerinin fiziksel sınırlamalar nedeniyle
yeterince tüketilmesine engel olacaktır.
Sütten kesim anına ya da buzağı 60-75 günlük olana kadar kaba
yem kullanılmayıp, kuru yem olarak sadece buzağı başlangıç
yeminin serbest bir biçimde verildiği durumlarda, özellikle 5-6
haftalıktan itibaren rumen asidozu tarzında bir takım sindirim
sistemi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Bu uygulamanın rumen gelişimini en üst seviyeye çıkarması konusu
tartışmalıdır. Buzağı başlangıç yemleri, tahıl kırmaları gibi
yüksek enerjili ve nişastaca zengin konsantre yemler rumende
mikroplar tarafından parçalanmaları sırasında asit
üretmektedirler. Üretilen asitler bir dereceye kadar oldukça
faydalı ve enerji vericidirler. Ancak aşırısı sindirim
sisteminde başta rumen asidozu olmak üzere çeşitli problemlere
neden olabilir. Bu olumsuzluktan korunabilmek için ise yegane
önlem geviş getirmeyi sağlayıcı özelliği nedeniyle kaba yem
kullanımıdır. Oysa az önce de belirtildiği gibi başlangıçtan
itibaren kaba yemin serbest kullanımının dezavantajları
bulunmaktadır. Dolayısıyla her iki yöntemin dezavantajlarını
ortadan kaldıran ve de en önemlisi avantajlarını barındıran daha
farklı bir yöntem seçilmelidir. Yani seçilecek yöntem hem hızlı
rumen gelişimine hizmet etmeli hem de rumen asidozu gibi
sindirim sistemi sorunlarına yol açmamalıdır. Buna göre
buzağıların doğduktan iki ya da üç gün sonrasından itibaren
önlerine konsantre yem ve kaba yemden oluşan bir karma ile
beslenmeleri en sağlıklısıdır. Ancak burada konsantre yem ve
kaba yemlerden ibaret karma hazırlanırken, karmada konsantre yem
oranı % 90. kaba yem oranı ise % 10 civarında tutulmalıdır. Bu
uygulama ile hem kaba yemlerin aşırı tüketiminin önüne
geçilmekte, hem de sadece buzağı başlangıç yemi tüketimi
nedeniyle ortaya çıkabilecek sindirim sistemi sorunlar ortadan
kaldırılmaktadır. Yetiştiriciler çeşitli gerekçelerle kaba ve
konsantre yemleri karıştırmada zorluk yaşadıklarında bu yöntem
karıştırma yapmadan da şu şekilde uygulanabilir. Serbest bir
biçimde buzağıların önlerine buzağı başlangıç yemi, ayrı bir
kaba günde ilk ay 50 gram ve daha sonraki ay günde 100 gr olacak
biçimde kaba yem konabilir.
Buzağılara kaba yem olarak verilecek yonca kuru otunun
çiçeklenmenin 1/10 olduğu dönemde biçilmiş olması gerekmektedir.
Bazı yetiştiriciler yoncanın buzağılarda ishale yol açtığını ve
bu nedenle uzun süre buzağılarına yonca vermekten kaçındıklarını
söylemektedirler. Bu durum ancak yonca çok erken dönemde
biçildiği zaman meydana gelebilir. Çünkü erken dönemde biçilen
yonca ishal yapıcı bir madde olan okzalik asidi yüksek miktarda
içermektedir. Saman gibi kötü kaliteli yemler ile sulu kaba
yemlerin, taze çayır ve mera otları ile silajları buzağı 2,5-3
aylık yaşa gelinceye kadar tüketime sunulmaması bir takım
çevrelerce önerilmektedir. Bu duruma gerekçe olarak da saman
gibi kötü kaliteli kaba yemler için düşük karınlı buzağı sorunu,
silaj ve taze çayır otları için ise hijyenik problemler ile
aşırı su içermeleri gösterilmektedir. Gerçekten de özellikle
kırsal kesimde buzağılara kaba yem olarak baştan itibaren saman
verilmesi sonucunda düşük karınlı buzağılar ortaya çıkmaktadır.
Bu durum kalitesiz bir kaba yem olan samanın aşırı tüketiminden
kaynaklanmaktadır. Eğer buzağılar saman ile sınırlı bir biçimde
(yaklaşık %10) beslenirlerse böyle sorunlarla
karşılaşmayacaklardır. Taze çayır otları, sulu kaba yemler ve
silajlar ise bozulmuş, kötü lezzetli ve küflü olmadıkça sınırlı
miktarlarda olmak kaydıyla yeni doğmuş buzağıların beslenmesinde
kullanılabilir.
Su:
Bol ve temiz bir su yaşamın ilk haftasından itibaren buzağılara
sağlanmalıdır. Aksi halde buzağıların rumen gelişimi için son
derece önemli olan buzağı başlangıç yemi ve kuru ot tüketimleri
büyük ölçüde düşürülmüş olacaktır. Bir kısım yetiştirici
buzağının içtiği sütün önemli bir kısmının zaten sudan ibaret
olduğunu ve bu nedenle su ihtiyacının karşılandığımı
düşünmektedirler. Oysa buzağı tarafından içilen süt bilindiği
gibi rumene uğramadan geçmektedir. Rumende mikrobiyal bir
faaliyet vardır ve bu faaliyetin sürdürülebilmesi için, daha
doğrusu alınan yemleri sindiren yararlı mikroorganizmaların iyi
gelişebilmeleri için suya ihtiyaç duyulmaktadır. Su buzağıların
önünde dilediği kadar içebileceği şekilde devamlı olarak
bulundurulmalıdır. Suyun öğünlü olarak verilmesi durumunda
buzağılar bir anda fazla miktarlarda su tüketebilirler ve bu da
ishallere ve karın sarkmalarına neden olabilir. En iyi çözüm
temiz ve fazla soğuk olmayan bir suyun her zaman içilebilecek
şekilde iki günlükten itibaren buzağıların önünde
bulundurulmasıdır. Kesinlikle bu uygulamadan kaçınılmamalıdır.
Buzağıların önlerinde 2 günlükten itibaren su bulunmalıdır.
Sütten Kesme:
Buzağılarda sütten kesme genellikle 5-8. haftalar arasında olur.
Ekonomik açıdan buzağılan mümkün olduğunca erken sütten kesmek
doğru bir uygulamadır. Sütten kesme işlemi birden bire ya da
kademeli olarak yapılabilir. Fazla miktarda süt içen buzağılar
kademeli olarak kesilmelidir. Ancak burada dikkat edilecek en
önemli nokta sütten kesilecek buzağının en az günde 700 gr
civarında buzağı başlangıç yemi tüketiyor olmasıdır. Sütten
kesim sırasında buzağıların buzağı başlangıç tüketimleri
izlenmelidir. Üst üste iki gün boyunca en az 700 gr buzağı
başlangıç yemi tükettiği saptanan buzağılar sütten kesilebilir
duruma gelmiş demektir. İşletmede sağlık sorunları varsa ve
buzağılar soğuk ve sert hava koşullarına maruz kalıyorlarsa
sütten kesme işlemi 8. haftaya kadar uzatılabilir.
İki- Altı Aylık Buzağıların Beslenmesi:
Buzağılar iki aylık yaşa ulaştıklarında Rumenleri ve sindirim
sistemleri nispeten geliştiğinden ve de ekonomik nedenlerden
dolayı biraz daha düşük kaliteli kaba yemlerle beslenebilirler.
Sulu çayır mera otları ile silajın daha fazla kullanılmasına
2.5-3 aylık yaştan itibaren başlanılabilir. Canlı ağırlık
artışının oransal olarak yavaşlaması, günlük kuru madde
tüketiminin birim canlı ağırlığa göre besin maddesi ve enerjice
daha düşük, ancak daha ekonomik olan buzağı büyütme yemine
geçilmelidir. Buzağı büyütme yemi ve kaba yemler dişi ve erkek
buzağılara 6 aylık yaşa ulaşıncaya kadar serbest biçimde
sunulmalıdır.
Derleyen:
Veteriner Hekim Tolga
GÜNDÜZ
Kaynak:
Prof. Dr. İsmet TÜRKMEN (Sığırlarda sürü sağlığı ve yönetimi) |