ARICILIĞA NASIL BAŞLANIR:
Arıcılığa başlamadan
önce muhakkak gerekli araştırmaları yapıp, bu konu ile ilgili temel teorik
bilgileri öğrenmek gerekir. Bu bilgileri kitaplardan, dergilerden,
internet ortamından ya da ilgili kurumların yayınlarından
edinebiliriz.
Arıcılığa başlayanları
başarısızlığa sürükleyen en büyük faktör, kulaktan dolma bilgilere itibar
etmeleridir. Bu yüzden çevremizde başarılı bir şekilde modern arıcılık
yapan kişilerle tanışıp gerekli başlangıç bilgilerini öğrenmek en sağlıklı
yoldur. Özellikle geleneksel olarak atadan dededen kalma usullerle
arıcılık yapan, ki kovanları modern bile olsa, arıcılığı belli bir
aşamadan öteye geçirememiş kişilerin söylediklerini çok dikkate almamak
gerekir.
Başarılı olmak isteyen
arıcı sürekli araştırmalı ve arıcılıkla ilgili yeni yeni oluşturulmuş
teknikleri öğrenmeye çalışmalıdır. Sabırlı olan ve kendini sürekli
geliştiren bir arıcının başarılı olmaması için hiçbir sebep
yoktur.
Arıcılığa pratik
olarak satın aldığımız boş bir kovana oğul koydurarak, arazide bulduğumuz
sahipsiz bir arıyı alarak ya da arılı bir kovanı satın alarak
başlayabiliriz.
Ama en iyi başlama
yöntemi, arısı güçlü, anası genç bir kovan alarak başlamaktır. Hatta
alacağımız kovanlar standartlara uygun, ve içindeki arının cinsi de belli
olursa, bu en iyi başlama yöntemidir.
Arıcılığa en fazla 3
kovanla başlamalı, tekniklerini öğrendikten sonra kovan sayısını zamanla
çoğaltmalıdır.
Arıcının ilk öğrenmesi
gereken şey hiç kuşkusuz arılığa girerken dikkat edilmesi gereken
kurallardır. Arıcılığı emniyet içinde yapabilmek için özellikle arıları
kızdıran davranışların neler olduğunu bilmek ve önlemlerini almak
gerekir.
İkinci öğrenilmesi
gereken şey, arı kovanının açılması ve çerçevelerin kontrol edilme
yöntemleridir. Arıcı bir çerçeveye baktığında, hangi hücrenin yavru,
hangisinin bal, hangisinin polen içerdiğini anlayabilmelidir.
Bu arada dişi arı,
erkek arı ve ana arıyı ilk bakışta tanıyabilme becerisi
kazanılmalıdır.
Zaman içinde kovan
içindeki çeşitli problemlerin neler olabileceği ve bunların önlenmesi
yöntemleri öğrenilmelidir.
Arıları gerektiğinde
besleme ve dönem sonunda ürünleri hasat edip, arılığa kışlatma pozisyonuna
getirme yöntemleri de zaman içinde öğrenilmesi gereken
konulardır.
ARICILIKTA VERİMLİ OLMANIN YÖNTEMLERİ:
Her işte olduğu gibi
arıcılıkta da yüksek verim elde etmek için dikkat edilmesi gereken hassas
püf noktaları vardır.
1) Arılık yerinin
seçimi: Arılık yerini baştan doğru olarak seçmek daha sonra bizi bir
çok zahmetten kurtarır. Çünkü arıların faal olduğu bir mevsimde bu
yanlışlığı düzeltme imkanı yoktur. Arılık yeri bal kaynaklarına mümkün
olduğu kadar yakın seçilmelidir. Fabrika, yol kenarı, kimyasal
kirleticiler, çöplük gibi olumsuz çevre şartlarından uzakta olmalıdır.
Arılık hava şartlarına karşı korunaklı olmalıdır, doğrudan rüzgara maruz
kalmamalıdır. Kovanlar sabah güneşini alacak, ama öğle güneşinden
korunacak şekilde yerleştirilmelidir. Yakında su kaynağı yoksa arıların su
ihtiyacını giderecek önlemler muhakkak alınmalıdır.
2) Arının
cinsi: Sahip olduğumuz arının cinsi yüksek verim almamızı etkileyen en
önemli faktörlerden birisidir. Bu yüzden mümkün olduğu kadar çalışkan, iyi
huylu, doğurgan ve kolayca oğul'a meyletmeyen bir cinsle çalışmalıdır.
Yapılan denemelerde aynı arılıkta farklı cinsteki arıların getirdiği bal
miktarında 3 misli farklar görülmüştür. Arılığa yakın çevrede nitelikli
arı cinslerinin satın alınabileceği kuruluşlar yoksa, en iyi yöntem
arıcının kendi arılarını ıslah etmesidir. Bunun için arılıkta verimli ve
üstün niteliklere sahip olan koloniler belirlenerek, bu kovanlardan elde
edilen anaarılar diğer kolonilere verilir. Özellikleri itibariyle memnun
olunmayan kovanların erkek arıları imha edilerek anaarıyı döllemelerine
izin verilmez. Olumsuz genetik özelliğe sahip arıların çoğalmasına izin
verilmediği için, arıcı 2-3 yıl içinde bütün kovanlarında üstün nitelikli
kolonilere sahip olur.
3) Genç ana
arı: Kovanını sürekli olarak güçlü tutmak isteyen arıcı, genç bir ana
arı ile çalışmak zorundadır. Bir ana arının en verimli olduğu süre 2
yıldır. 2 yaşını doldurmuş bir ana çeşitli yöntemler kullanılarak
değiştirilmelidir. Çünkü yaşlı bir anaarının yumurtlama yeteneği
azalmıştır bu yüzden kovan yeteri kadar güçlenemez. Ayrıca yaşlı anaarılar
oğul çıkarmaya daha fazla eğilimlidirler.
4) Oğul
çıkartmamak: Arazide nektarın çok olduğu mevsimlerde arı kolonisi
hızla çoğalır ve oğul çıkarma eğilimine girer. 2-3 hatta bazen altıya
kadar oğul çıktığı olur. Her oğul çıkışı kolonideki işçi sayısının ve
kovana getirilen bal miktarının azalması demektir. Arı kolonisinin en çok
bal toplayabileceği mevsimde oğul'a çalışması yıllık bal verimini çok
düşürür. Hatta bazen çıkan oğullar kendilerine yetecek balı
toplayamadıkları için onları ayrıca beslemek gerekir. Onun için bal
veriminin yüksek olmasını isteyen arıcı, kolonilerin oğul çıkarmasını
engellemek ya da kontrollü oğul'a izin vermek zorundadır.

5) Kovanların fenni
ve standartlara uygun olması: Bu da verimi etkileyen faktörlerden
birisidir. Çünkü standart kovanlar yılların tecrübeleri sonucunda
geliştirilmişlerdir. Arı kolonisinin en iyi şekilde çoğalıp, en iyi
şekilde bal toplayabileceği şekilde dizayn edilmişlerdir. O yüzden kovan
ve çerçevelerin ölçü standartlarına kesinlikle uyulmalıdır. Ayrıca
çerçevelere suni petek takılması ihmal edilmemelidir. 1 kilo petek
yapabilmek için bir koloni 10 günlük bir çalışma süresi harcamak
zorundadır. Bu da bal depolama işinin aksatılması anlamına gelir.
|