KEÇİ CİĞER AĞRISI

Keçilerde görüleni akciğer ve akciğer zarını etkileyen, bulaşıcı, öldürücü bir
mikrobik hastalıktır. Ölümler ciddi verim kayıpları ve yüksek tedavi masrafları
nedeniyle ülkemizde keçi yetiştiricilerinin önemli bir sorunudur.
Etken:
Hasalığın etkeni
mycoplasma
mycoides adı
verilen mikroptur. Etken dezenfektanlara (mikrop öldürücüler), sıcak soğuk gibi
dış etkenlere bazıları hariç olmak üzere antibiyotiklere dayanıksızdır.
Bulaşma:
Salgın keçi ciğer ağrısı başta Asya ve Afrika ülkeleri olmak üzere dünyanın pek
çok ülkesinde vardır. Hastalığa özelikle sıcak ve rutubetli yerlerdeki keçilerde
sık rastlanır. Aynı yerde bakılsalar dahi koyunlarda hastalık görülmeyip yalnız
keçi ve oğlaklarda hastalık görülür.
Sürüye hastalık dışarıdan hayvanlarla bulaşır. Ayrıca hasta keçilerle aynı
merada otlayan sağlam keçilerde hastalık bulaşabilir. Hasta hayvanların ya da
taşıyıcıların burun akıntılarında bol miktarda etken vardır (taşıyıcılar,
hastalık belirtisi göstermeyip sağlam göründüğü halde mikropları taşıyıp etrafa
saçan hayvanlardır). Öksürük ve tıksırıkla da hayvanlar akciğerlerinde
mikropları etrafa saçarlar. Hasta keçilerin akciğer ve burunlarından gelen
mikroplar, sağlam hayvanlara solunum yoluyla bulaşır.
Hasta ve taşıyıcı hayvanların yanı sıra kötü bakım ve besleme ile hayvanı
olumsuz etkileyen her türlü koşul hastalığın çıkış ve yayılışında etkilidir.
Bakım besleme koşulları iyi olmayan ve hijyen kurallarına riayet edilmeyen
sürülerde hastalık daha çok görülür ve ölüm oranı daha yüksektir. Akciğerlerde
oluşan diğer hastalıklar da keçi ciğer ağrısının görülmesini kolaylaştırıcı rol
oynar.
Keçi ciğer ağrısı çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Hastalık giren bir
keçi sürüsünün tamamı hastalanıp, eğer tedavi edilmezse sürünün çoğu ölebilir.

Hastalık belirtileri:
Etkenin vücuda alınmasından 1-2 hafta sonra belirtiler görülmeye başlar.
Hastalık belirtilerinin henüz görülmediği bu süreye ''kuluçka süresi'' adı
verilir. Hastalık hızlı (akut) veya yavaş (kronik ) bir seyir izler. Hastalığın
akut şeklinde, belirtiler şiddetlidir. ve kısa sürede ölüme sebep olur. Kronik
şekilde ise belirtiler daha hafiftir ve hastalık daha uzun sürer.
İlk
belirti yüksek ateştir. Hastalar durgundur, iştahsızdır ve belirgin şekilde
öksürürler. Hızlı soluk alıp verirler ve soluma güçlüğü görülür. Burun akıntısı
vardır. Gözler kırmızı, akıntılı ve çapaklıdır. Burun içi kızarmıştır. Hastalık
hayvanlara şiddetli ağrı verdiğinden inler tarzda bağırırlar. Kaburgalar üzerine
bastırıldığında inleme artar. Doğumu yakın gebeler yavrularını düşürürler. Sağım
dönemindeki keçilerin sütü çok azalır. Bu belirtilerin yanında bazı hayvanların
eklemlerinde şişmeler ve buna bağlı olarak topallık oluşur.
Hayvanın durumu gittikçe kötüleşir ve genellikle 3-6 gün içerisinde ölüm olur.
Hastalığın ölüme yakın dönemlerinde hayvanlar dilleri dışarı uzanmış şekilde
ağızları açık solurlar ve ağızlarından köpüklü salya gelir. Eğer hastalık uzun
seyirli ise kendiliğinden iyileşmeler olabilir. Oğlaklar hastalığa çok
dayanıksız olup belirtiler daha ortaya çıkmadan aniden ölürler. Kesilen
hayvanlarda göğüs boşluğunda çok miktarda sıvı göze çarpar.

Teşhis :
Bir keçi sürüsünde başlangıçta tek tük hayvanlarda görülüp birkaç günde tüm
sürüye yayılan; yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı, topallık, inler gibi
meleme ve bağırma ile seyreden öldürücü bir hastalık görüldüğünde keçi ciğer
ağrısı hastalığı akla gelmelidir ve hemen veteriner hekim çağırılmalıdır. Bu
hastalık bir çok hastalık ile karıştırıldığından yukarıda sayılan belirtilerin
görülmesi teşhis koymak için yeterli değildir. Bu nedenle mutlaka veteriner
hekim çağırılmalıdır.
Veteriner hekim eğer gerekli görürse hastalığın kesin teşhisi için laboratuvara
numune (marazi madde) gönderir. Bu hastalığın laboratuvar analizi uzun
sürdüğünden bu arada tedaviye başlanır.
Tedavi:
Hasta hayvanlar derhal sağlamlardan ayrılır ve başka bir ağıla konur. Gerekli
ilaç tedavisini veteriner hekim yapar. Durumu çok ağır olmayan hayvanlar
tedaviden sonra iyileşmeye başlar. Bunun yanında iyileşmeye yardımcı olmak
açısından hayvana iyi bakım besleme uygulanmalı ve veteriner hekimin uyarılarına
dikkat edilmelidir.
Korunma:
Hastalık bir kez çıktıktan sonra tedavi uygulansa bile ölümler ve verim
kayıpları olacağından korunma tedbirlerine uymak daha ekonomiktir.
Sürünün hastalıklı veya şüpheli komşu sürülerle teması kesilmelidir. Hayvanlara
iyi bakım besleme uygulanmalı ve hijyen tedbirlerine uyulmalıdır. En etkili
koruma yöntemi aşılamadır. Aşı yalnız sağlam hayvanlara uygulanır ve hastalıktan
korunmayı sağlar. Hasta hayvana bir faydası olmadığından bir faydası olmaz.
Üretilen aşı 6 aylıktan büyük sağlıklı keçilere veteriner hekim tarafından
uygulanır. Gebeliğin son bir ayındaki hayvanlara aşı yapılmaz. Koruyucu etkisi
aşı yapılmasından 3 hafta sonra başlar ve 6 ay süren koruma sağlar. Aşılamadan
sonra hafif ateş yükselmesi ve aşı yapılan kulak bölgesinde mercimek
büyüklüğünde şişlik oluşması normaldir.
Hastalık giren sürülerde hastalara antibiyotik uygulamasının yanı sıra ateşi
yükselmemiş hayvanlara da aşı uygulanır. Fakat sağlam olduğu düşünülüp aşı
uygulanan keçiler mikrobu almış olabilirler. Ayrıca aşının 3 hafta sonra
koruduğu düşünülecek olursa aşılanmış olan bazı hayvanlarda hastalanabilir. Bu
yüzden aşının hastalığın henüz sürüye girmeden yapılması daha iyi yoldur. Aşı
uygulaması yapıldığı halde hastalık görülüyorsa bunun 4 sebebi olabilir.
-
Hayvan mikrobu aşıdan önce almış olabilir.
-
Sürüde görülen hastalık keçi ciğer ağrısına benzer başka bir hastalıktır.
Keçi ciğer ağrısı aşısı sadece bu hastalığa karşı koruma sağlar.
-
Aşılamanın üzerinden 6 ay ve ya daha uzun bir zaman geçmiştir. Bu durumda
aşı tekrar uygulanmalıdır.
- Sürü aşılanırken çeşitli nedenlerle
aşılanmayan hayvanlarda hastalık çıkabilir.
DERLEYEN:
Vet. Hek. Hüseyin DEMİRTAŞ |