SÜT SIĞIRCILIĞI İŞLETMELERİNİN BAŞARILI OLMA
KOŞULLARI:
Entansif üretimi amaçlayan bir süt sığırcılığı
işletmesinin başarısı, yeterli ve ucuz yem, yüksek verimli
inekler, yetenekli ve bilgili bir işletmeci ile düzenli bir çiğ
süt pazarının varlığına bağlıdır.
Yem
Siyah-Alaca gibi iri cüsseli sütçü ırkların
sindirim sistemi 150-215 litre sıvıyı alacak kadar büyüktür.
Fiziksel tokluk hissi sağlamak için bu hacmin doldurulması
gerekir. Üretimin devamlılığı için de bu hacim içerisinde ihtiyaç
duyulan besin maddelerinin verilmesi zorunludur. Bu amaçları
gerçekleştirmek için hazırlanan yem kaynakları iki temel grupta
toplanır. Bunlardan ilki, sığırların sindirim sistemlerinin
düzenli çalışması ve tokluk hislerinin oluşması için gerekli olan
kaba yemlerdir. Kaba yemler ya kurutulmuş ya da sulu formda
yedirilirler. Kuru yonca ve kuru çayır otu kurutulmuş formda kaba
yemlerin iyi örnekleridir. Sulu formda yedirilen yemlerin süt
verimi bakımından da büyük önemi vardır. Bu nedenle hayvanların
bütün yıl boyunca sulu kaba yem tüketmeleri istenir. Fakat
vejetasyon buna uygun olmadığından, bazı yem bitkileri yeşilken
biçilip, havasız ortamda saklanırlar. Silaj adı verilen bu yem,
yılın her mevsiminde yedirilebilir. Böylece süt ineklerinin bütün
yıl ihtiyaç duydukları sulu kaba yem karşılanmış olur.
Bir süt sığırı en azından canlı ağırlığının %1-1.5
kadarı kuru maddeyi kaba yemlerden sağlamalıdır. Örneğin 600 kg
ağırlığındaki bir inek bu tip yemlerden en az 6-9 kg kuru madde
sağlayacak miktarda tüketmelidir.
Bir süt sığırcılığı işletmesinin bu zorunluluğu ve
genç hayvanları da dikkate alarak inek başına 5 dekar sulanabilir
araziyi yem üretimine ayırması beklenir. Yeterli araziye sahip
olmayan işletmeler, kaba yemin tamamı veya bir bölümünü satın
almak yoluna giderler. Bu durumda süt üretim maliyeti oldukça
artar. Bu artış ya kaba yemin artış fiyatından, yada kaba yem
satın almayan işletmelerde üretimin düşmesinden ileri gelir. Süt
inekleri için önerilebilecek önemli kaba yem kaynaklarından ikisi
yonca ve mısırdır. Bunlardan yonca, kurutulmuş olarak tüketilirken
mısır, silaj olarak değerlendirilir.
Kesif yemler, süt üretiminde bulunan sığırcılık
işletmeleri için gerekli olan ikinci yem grubunu oluştururlar.
İşletmeler genellikle kesif yemi veya hammaddelerini satın alma
yoluna giderler. Özellikle ekilebilir arazi varlığı düşük
işletmeler için bu bir zorunluluktur. Türkiye’de yem sanayi bu tip
ihtiyaçları kolayca karşılayabilecek nitelik ve niceliğe ulaşmış
durumdadır.
Yüksek Verimli İnek
Süt sığırcılığında üretim birimi inektir. Bir
ineğin, süt versin veya vermesin, yaşamını sürdürebilmesi için
belirli miktar yem tüketmesi gerekir. Ayrıca, süt verimine bağlı
olmaksızın belirli bir miktar iş gücüne ihtiyaç vardır. Bunun
yanında sabit yatırım giderleri süt üretiminin düşük veya yüksek
olmasına bağlı olarak değişmez. Bunlar dikkate alındığında, yüksek
ve düşük verimli ineklerden sağlanan 1 kg süt için harcanan yem
aynı bile olsa, sabit kabul edilebilecek giderler nedeniyle düşük
verimli ineklerle çalışmak karlı olmayabilir. Bir başka ifade ile
satılan süt arttıkça bunda sabit giderlerin payı azalır ve
karlılık artar.
Örneğin, benzer koşullarda aynı canlı ağırlıktaki
ineklerle çalışan üç ayrı işletmenin süt verimi sırasıyla
3000,6000 ve 9000 kg olsun. Bu işletmelerin inek başına ihtiyaç
duyacakları kaba yem, işçilik ve masraflar yaklaşık aynı
olacaktır. Fakat işletmelerin kesif yem tüketimleri süt
üretimlerine bağlı olarak değişecektir. Yıllık 3000 kg süt üreten
işletme yılda inek başına yaklaşık 1.25 ton, ortalama verimi 6000
kg olan işletme 3.5 ton, 9000 kg olan işletme de 6.5 ton kesif yem
tüketecektir. Bir kg süt ile 2.5 kg kesif yem satın alınabildiği
kabul edildiğinde bir ineğin ilk işletmede yaklaşık 500, ikinci
işletmede 1400, üçüncü işletmede de 2600 kg süt eşdeğeri yem
tüketeceği hesaplanabilir. Buna ek olarak kaba yem, işçilik ve
amortismanlar gibi giderler için inek başına 1500 kg süt karşılığı
harcama yapıldığı varsayıldığında inek başına yılda 3000 kg süt
üreten işletmeye bir inekten sağlanan üretimin maliyeti 2000 kg,
kar da 1000 kg süte eşdeğer olacaktır. Oysa ikinci işletmede gider
2900= ( 1500+1400) kg süt tutarı olduğu halde, gelir ( 6000-2900)
= 3100 kg süt kadardır. Üçüncü işletmede 9000-4100=4900 kg süte
eşdeğer olacaktır. Oldukça kaba sayılabilecek bu hesaplamada,
farklı verim düzeyi ineklerden elde edilen buzağıların değeri eşit
kabul edilmiştir. Oysa yüksek süt verilen sürülere ait hayvanların
genellikle daha yüksek fiyatlara satılmaları söz konusudur.
Bu örnekten de anlaşılacağı gibi, süt verimi
arttıkça işletmenin net karı yükselecektir. Ne var ki bunun her
koşulda geçerli olmadığı unutulmamalıdır. Burada özenle dikkate
alınması gereken husus, işletmelerin üçünün de sözü edilen en
yüksek miktarı üremeye elverişli olanaklara sahip olduklarının
varsayıldığıdır. Yoksa koşulları yetersiz olan bir işletmenin
yüksek verimi ineklerle çalışıyor olması, onun fazla kar etmesi
bir yana, zarar etmesine de yol açabilir.
İşletmeler yüksek verimli ineklerle işe başlamış
olmakla yetinemezler. Asıl yapılması gereken verimin sürekli
olarak arttırılmasıdır. Bu da hem damızlık seçimine, özellikle
boğaların seçimine, hem de çevre koşullarını iyileştirmeye önem
vermekle sağlanabilir.
Yüksek verimli ineklere sahip olmanın en kısa yolu
bunları satın almaktır. Yeni üretime başlayacak bir işletme için
geçerli olan bu yol, düşük verimli ineklere sahip olanlar için
uygun olmayabilir. Bu tip işletmeler, daha yüksek verimli
sürülerden, özellikle erkek damızlık yada sperma satın alarak
sürünün gelecek yıllardaki verimini yükseltme yoluna gidebilirler.
Yetenekli ve Bilgili
İşletmeci
Süt sığırı yetiştiriciliği, birkaç farklı işin bir
arada ve dikkatli bir şekilde yapılmasını gerektirir. İyi bir
işletmeci, hayvanlardan yavru alma, sağım, sürünün bakım ve
beslenmesi ile kaba yem üretimi ve depolama konularında yeterli
bilgi ve beceriye sahip olmalıdır. Bunlara ek olarak iyi bir
işletmeci olması beklenen yetiştiricinin ürünün satılması
aşamasında iyi bir pazarlamacı, ihtiyaçların satın alınması
aşamasında da usta bir alıcı olması zorunludur.
Pazarlama
Kolay bozulabilen ve saklanması bir takım ek
masraflar gerektiren ve yıl boyunca her gün üretimi söz konusu
olan sütün çiğ olarak satılması istenir. Bu ancak iyi bir
pazarlama ağı ile mümkündür. Gelişmiş ülkelerde çiğ sütün en
önemli alıcısı süt fabrikalarıdır. Türkiye’de çiğ sütün doğrudan
fabrikalara gitmesi için bir takım uğraşlar vardır. Ne var ki bu
konuda henüz önemli bir başarı sağlanabilmiş değildir. Halen en
kolay süt satabilen işletmeler büyük tüketim merkezleri civarında
kurulmuş olanlardır. Son yıllarda, özellikle Marmara ve Ege
bölgelerinde, süt üreticilerinin kooperatifleri aracılığı ile
pazarlama olanaklarını iyileştirme girişimleri başarılı olmuştur.
Tüketim merkezlerine uzak bazı işletmelerin sütü
yağ, krema ve peynire işleyerek değerlendirme yoluna gitmeleri söz
konusudur. Ne var ki bu tip uygulamalar, elde edilen ürünlerin
pazarlanması yanında, üretimleri aşamasında da birtakım sorunları
beraberinde getirmektedir. |