ABOMAZUM
DEPLASMANLARI
Normalde karın
boşluğunun tabanında
bulunan abomazumun
gaz ve sıvıyla
dolarak, genişlemiş
bir şekilde
sola-yukarı veya
sağa yukarı doğru
yer değiştirmesi;
solda Rumen ile
karın duvarı
arasında, sağda
bağırsaklar ile sağ
karın duvarı
arasında yer
almasıdır. Özellikle
yüksek verimli süt
ineklerinde ve tipik
semptomlarla
karakterize bir
hastalıktır.
Etiyolojisi ve
Patogenez:
Hastalığın sebebi
tam olarak
açıklanabilmiş
değildir. Kompleks
faktörlerin birlikte
veya değişik
ölçülerde etkisi söz
konusudur.
Abomazumun hipotoni
ve atonisinin ve
üretilen gaz-sıvı
miktarının
hastalığın oluşumuna
zemin hazırlayıcı
rolleri
bulunmaktadır.
Abomazumda
dilatasyon
oluşmasının tam
nedeni henüz
bilinmemektedir.
Yine gaz oluşumunun
abomazal motorikteki
azalmadan mı yoksa
anormal derecede gaz
oluşturan başka
sebeplere mi bağlı
olduğu henüz
çözülememiştir.
İleri gebelerde
büyümüş olan uterus,
rumenin altına doğru
girerek Rumen yukarı
kaldırmakta ve
abomazum kolayca
rumenin altında
kalan boşluğa dahil
olabilmektedir;
doğumdan sonra ise
uterus küçülüp kendi
yerine çekildiğinde
bu sefer Rumen eski
normal yerine inerek
abomazumu bulunduğu
yerde sıkıştırır ve
yerini
değiştirmesine yol
açabilir. Ayrıca
doğum sonrası karın
iç basıncının aniden
azalması, abomazum
üzerine olan basıncı
da ortadan
kaldıracağından
organın yerini
değiştirmesinde
etkili olabilir.
Şimdiye kadar
yapılan çalışmalar
ve pratikteki
gözlemlere göre
hastalığın
patogenezin de,
bazen hep birlikte
bazen de değişik
ölçülerde olaya
katılan iki ana
sebep bulunmaktadır.
Bunlar;
-
Beslenme
faktörleri;
Abomazum
deplasmanları en
çok entansif
kış-ahır besisi
döneminde ortaya
çıkar. Mera
besisine göre
daha çok
konsantre yem ve
daha az kaba
yem; öğün
sayısının günde
2 veya 3’e
inmesi;
konsantre yemin
yağ ve protein
oranının fazla
olması; kuru
dönemden
laktasyon
dönemine geçişte
ani gıda
değişiklikleri
hastalığın
beslenmeye bağlı
başlıca
hazırlayıcı
sebepleridir.
Yapılan bir
çalışmada
konsantre
yem/kaba yem
oranı 1/3 olan
grupta deplasman
olaı hiç
şekillenmediği
halde, bu oran
konsantre yem
lehine
bozulduğunda
deplasman
olaylarında
artış
oluşmuştur.
Klinik
gözlemlerimiz de
bunu
doğrulamaktadır.
-
Fizyolojik ve
Patolojik Stres
Faktörleri;
Ahır stresi,
yüksek süt
verimi, yaşlılık
ve doğum dönemi
hastalık riskini
artırmaktadır.
Metabolik
rahatsızlıklar,
metrit, mastit,
abort, retentio
sekundinarum,
kronik tırnak
hastalıkları,
RPT, rumenitis,
abomazitis ve
indigesyonlar
abomazum
deplasmanları
ile ilişkili
hastalıklardır.
Semptomlar:
Sol taraflı
deplasmanların
semptomları;
Komplike olmayan ve
erken dönemdeki
olaylarda belirtiler
gözden kaçabilir.
Semptomsuz seyreden
olaylar dahi
bildirilmiştir.
Abomazumun geçici
yer
değiştirmelerinde
semptomlar da geçici
olabilir.
Hastalık
iştahsızlıkla
başlar. Özellikle
silaj ve konsantre
yemleri yemek
istemezler. Süt
verimi düşer, hayvan
zayıflar. Hastalığa
genellikle doğumuna
az kalmış veya yeni
doğum yapmış
hayvanlarda çok
rastlanır. Anemnezde
çoğu kez, hayvanın
doğumdan beri
iştahsız olduğu
ve/veya tedaviye
inatçı ketozis
bulunduğu anlaşılır.
Orta veya daha ileri
olaylarda önden veya
arkadan hayvanın
gövdesine
bakıldığında, sol
tarafta son
kaburgalar (9-13)
bölgesinde genişleme
dikkati çeker.
Rumen hareketleri ve
ruminasyon
azalmıştır.
Patognomik bulgular
rumenin
öskültasyonunda
belirlenir. Normalde
sadece açlık
çukurunda değil,
kranialde de duyulan
Rumen hareketleri
sesleri, bu bölgede
abomazum
deplasmanında
duyulmaz. Bunun
yerine söz konusu
bölgede, birkaç
dakikalık
aralıklarla, spontan
olarak abomazuma ait
metelik çınlama
(ping) sesleri
duyulur. Aynı sesler
ve çalkantı sesi,
daha belirgin
şekilde, öskültasyon
esnasında yapılan,
yumrukla karın
duvarının
sarsılmasıyla da
oluşturulabilir.
Metalik çınlama sesi
öskültasyon ve
perküsyonun birlikte
yapılmasıyla da
duyulabilir.
Dışkı ise koyu
renkte, yağlı,
yapışkan, çamur
kıvamında ve kan
ihtiva edebilir.
Sağ taraflı
deplanmanların
semptomları;
Sağ taraflı ve basit
(torsiyonsuz)
deplasman olayları,
sol deplasmanlarda
olduğu gibi
iştahsızlık, süt
veriminde azalma ve
zayıflama ile
başlar; akut-subakut
seyreder. Genel
durum birkaç gün
içinde orta veya
şiddetli ölçüde
bozulur, yem yeme
tamamen ortadan
kalkar, geviş
getirme durur,
ruktus kaybolmuş
olup ön midelerde
atoni ve hafif bir
timpani vardır. İyi
besili hayvanlar
8-10 gün içinde
zayıflar. Karın
duvarı gergindir.
Tipik olmamaklar
beraber sancı
belirtileri vardır.
Spesifik semptom,
sağ abdominal
kaburgalardaki
kabarıklık halidir;
hayvana arkadan
bakıldığında sağ
taraftaki bu
asimetri kolaylıkla
fark edilebilir.
Sağ karın duvarının
11-13. kostalar
arasında yapılan
öskültasyon-perküsyon
muayenesinde metalik
çınlama sesi
duyulur. Yumrukla
sağ karın duvarının
sarsılmasıyla
çalkantı ve metalik
çınlama sesleri
oluşturulabilir.
Gaita çok azalmış ve
hastalığın 5 ve
6. günlerinde
tamamen
kaybolabilir, koyu
yeşil renkte ve
çamur kıvamında.
Gaita genellikle kan
içerir.
İntoksikasyon
şekillendiğinde
hastalarda pis
kokulu bir ishal
oluşabilir.
Profilaksi:
Spesifik tedbirler
henüz
bilinmemektedir.
Yüksek verimli süt
inekleri doğumdan
önce ve sonra
yeterli miktarda iyi
kaliteli kaba yem
ile beslenmelidir.
Konsantre yemdeki
yağ oranı %5-6’yı
aşmamalıdır;
konsantre yemler 3-4
öğüne bölünerek
verilmelidir. İleri
gebelikte ani
alışılmadık
hareketlerden
kaçınılmalıdır.
Tedavi:
Veteriner Hekiminize
danışınız!
Derleyen:
Veteriner Hekim
Tolga GÜNDÜZ
Kaynak:
|